HUKUKİ MAKALELER
 Türkiye Barolar Birliği
 Yargıtay
 Danıştay
 Sayıştay
 İstanbul Barosu
 Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü

Anonim Şirketin Fesih Süreci

 

Özet: Anonim şirketin Ticaret yasasında belirlenen nedenlerden dolayı sona ermesi halinde fesih süreci başlar. Bu yazımızda fesih sürecinde yapılması gereken işlemler nelerdir bunları açıklamaya çalışacağız.

I-Yasal düzenleme:       

            Anonim şirketler iki şekilde sona erer. Genel olarak ve özel hallerin gerçekleşmesi ile.

         1- Genel olarak anonim şirketin sona ermesi:

a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,

b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,

c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,

d) Sermayenin en az yüzde yetmiş beşini oluşturan payların sahiplerinin veya temsilcilerinin olumlu oylarıyla alınan genel kurul kararıyla,

e) Anonim şirketin iflasına karar verilmesiyle,

f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde sona erer.

2-Özel hallerde anonim şirketin sona ermesi:

a) Organların eksikliği:

Şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri uzun süreden beri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir.

 Dava açıldığında mahkeme, taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.

b) Haklı sebeplerle fesih:

Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.

Sona erme, iflastan ve mahkeme kararından başka bir sebepten ileri gelmişse, yönetim kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir.

Sona eren şirket tasfiye hâline girer. Tasfiye hâlindeki şirket, pay sahipleriyle olan ilişkileri de dâhil, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını “tasfiye hâlinde” ibaresi eklenmiş olarak kullanır. Bu hâlde organlarının yetkileri tasfiye amacıyla sınırlıdır.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.06.2014 tarihli kararı:

Dava konusu şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet amaçlarını gerçekleştirmeye yarar bir kısım taşınmazlarını elinden çıkardığı, 2006 yılından beri gayri faal durumda olduğu, ortaklar arasında yaşanan ihtilaflar nedeniyle davaların süregeldiği ve bu itibarla davada haklı nedenlerle fesih koşullarının gerçekleştiği sabittir.  Dosyada mevcut bilirkişi raporları ve belgelerden davalı şirketin elinde bulundurduğu malvarlıklarıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları rahatlıkla gerçekleştirebilecek durumdadır.  Davacı ortakların ortaklıktan ayrılması halinde şirket ana sözleşmesinde yapılacak değişiklikle şirketin amaçları değiştirilebilir. Davacı ortakların da ortaklıktan çıkmayı isteyip sadece ödenecek pay bedeli hususunda diğer ortaklarla anlaşamadıkları hususu gözetildiğinde şirketin, haklı nedenle feshi yerine davacı ortakların pay bedellerinin taraflarına ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesi somut olaya uygun olacaktır. (1)

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 17.11.2016 tarihli kararı:

Davalı şirket ticari faaliyetlerine devam etmektedir.  Yeni inşaat işi yapmadığı ancak kiraya verdiği gayrimenkullerinden kira geliri elde ederek faaliyette bulunduğu, davalı şirketin giderler düşüldükten sonra şirketin brüt karlılığının %77 olduğu görülmektedir.  Genel kurul toplantılarının yapıldığı, organlarının mevcut olduğu ve defter kayıtlarının tutulduğu, şirketin faaliyetinin olmaması gibi bir durumun söz konusu olmadığı açıktır.  Çoğunluk hissesini ve yönetim kurulu üyeliğini elinde bulunduran ortakların kötü niyetli tutum ve davranışlarda bulunduğu ve ortaklık anlayışının ortadan kalktığı tespit edilememiştir. Yönetim kurulu üyelerinin ne kadar maaş alacağının genel kurulun takdirinde olduğu, davalı şirketin her yönetim kurulu üyesi için belirlenen maaş miktarının şirketin elde ettiği gelir hacmi nazara alındığında fahiş olarak değerlendirilemeyeceği, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi için gerekli yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı usul ve yasaya uygundur. (2)

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 08.10.2020 tarihli kararı:

Aile şirketi vasfındaki davalı şirketin halen elinde bulundurduğu malvarlıklarıyla şirket ana sözleşmesinde yer alan amaçları rahatlıkla gerçekleştirebilecek durumda olduğu, şirket ana sözleşmesinde yapılacak değişiklikle şirketin amaçlarının değiştirilebileceği, şirketin haklı nedenle feshi yerine davacı ortakların pay bedellerinin taraflarına ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Usulü müktesep haklar da gözetilerek davacı ortakların pay bedellerinin hükme en yakın tarihteki gerçek değerinin tespiti ile davacı ortaklara ödenmesine ve bu suretle ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesi gerekirken bozma ilamına aykırı şekilde şirketin feshine karar verilmesi doğru olmamıştır. (3)

Şirketin sona ermesi, iflastan ve mahkeme kararından başka bir sebepten ileri gelmişse, yönetim kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. Sona eren şirket tasfiye hâline girer. Tasfiye hâlindeki şirket, pay sahipleriyle olan ilişkileri de dâhil, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını “tasfiye hâlinde” ibaresi eklenmiş olarak kullanır. Bu hâlde organlarının yetkileri tasfiye amacıyla sınırlıdır.

3- İflas halinde tasfiye:

İflas halinde anonim şirketin tasfiyesi, iflas idaresi tarafından İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır. Şirket organları temsil yetkilerini, ancak şirketin iflas idaresi tarafından temsil edilmediği hususlar için korurlar.

4-Şirket organlarının durumu:

           Şirket tasfiye hâline girince, organların görev ve yetkileri, tasfiyenin yapılabilmesi için zorunlu olan, ancak nitelikleri gereği tasfiye memurlarınca yapılamayan işlemlere özgülenir.

Tasfiye işlerinin gereklerinden olan hususlar hakkında karar vermek üzere genel kurul tasfiye memurları tarafından toplantıya çağrılır.

II-Tasfiye:

         a-Tasfiye memurlarının atanması:

Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmadığı takdirde, tasfiye, yönetim kurulu tarafından yapılır. Tasfiye memurları pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden olabilir. Tasfiye ile görevlendirilenler esas sözleşmede veya atama kararında aksi öngörülmemişse olağan ücrete hak kazanırlar.

Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca tasfiye memuru atanmadığı takdirde, tasfiye, yönetim kurulu tarafından yapılır. Tasfiye memurları pay sahiplerinden veya üçüncü kişilerden olabilir. Tasfiye ile görevlendirilenler esas sözleşmede veya atama kararında aksi öngörülmemişse olağan ücrete hak kazanırlar.  Şirketin feshine mahkemenin karar verdiği hâllerde tasfiye memuru mahkemece atanır.

Temsile yetkili tasfiye memurlarından en az birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin Türkiye’de bulunması şarttır.

b-Tasfiye memurlarının görevden alınması:

Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla atanmış tasfiye memurları ve bu görevi yerine getiren yönetim kurulu üyeleri, genel kurul tarafından her zaman görevden alınabilir ve yerlerine yenileri atanabilir.

Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil ve ilan olunurlar.

Şirketi temsile yetkili tasfiye memurlarından hiçbiri Türk vatandaşı değilse ve hiçbirinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmuyorsa, mahkeme pay sahiplerinden veya alacaklılardan birinin veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemiyle, söz konusu şarta uygun birini tasfiye memuru olarak atar.

c-Aktiflerin satılması:

Genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, tasfiye memurları şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da satabilirler. Önemli miktarda aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun en az yüzde yetmiş beşini oluşturan pay sahiplerinin veya temsilcilerinin oylarıyla karar alınır.

d-Tasfiye memurlarının görevlerinin sınırlandırılması:

Tasfiye memurlarına yasayla tanınmış yetkiler devredilemez.  Ancak, belirli uygulama işlemlerinin yapılabilmesi için, tasfiye memurlarından biri diğerine veya üçüncü bir kişiye temsil yetkisi verebilir. Tasfiye memurlarının üçüncü kişilerle tasfiye amacı dışında yaptığı işlemler şirketi bağlar.  Üçüncü kişinin işlemin tasfiye amacının dışında olduğunu bildiği veya hâlin gereğinden bilmemesinin mümkün olamayacağı ispat edilsin. Tasfiyenin sadece tescil ve ilan edilmesi, bu hususun ispatı için yeterli delil değildir.

Tasfiye memurları birden fazla ise, aksi genel kurul kararında veya esas sözleşmede öngörülmemişse, şirketin bağlanabilmesi için imzaya yetkili iki tasfiye memurunun şirket unvanı altında imza atması gereklidir. Tasfiye hâlindeki şirketi tasfiye ile ilgili konularda mahkemelerde ve dış ilişkide tasfiye memurları temsil eder.

Tasfiye memurunun görevini yerine getirdiği sırada işlediği haksız fiilden şirket de sorumludur.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 05.03.2020 tarihli kararı:

Yönetim ve denetim kurulu üyesi olan tasfiye memurlarının, görevleri sırasında zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin davada:   Mahkemece, iddianın ileri sürülüş biçimi, iştirak hisseleri alınan şirketlerin işlem tarihi itibariyle hisseleri alınabilecek şirketlerden olup olmadığı, yönetim kurulu üyelerinin iştirak hisseleri alınırken basiretli bir yöneticiden beklenilen özeni gösterip göstermedikleri, hisselerin gerçekte değerinin ne olduğu ve hangi değere alındığı hususları incelenmek sureti ile zararın meydana gelip gelmediğinin tespiti, zararın tespitinden sonra da, davalıların kusur ve sorumluluklarının bulunmadığını ispat edemedikleri takdirde zarardan sorumlu bulundukları ve yine denetim kurulu üyesi olan davalıların sorumluluğunun, bu sıfatının dikkate alınarak ayrıca değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. (4)

 

III-Tasfiye işlerine başlama:

         a-Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz, şirketin tasfiyenin başlangıcındaki durumunu incelerler; gerekirse şirket mallarına değer biçmek için uzmanlara başvurarak, şirketin malvarlığına ilişkin durumu ile finansal durumunu gösteren bir envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun onayına sunarlar.

            Envanter ve bilançonun onaylanmasından sonra, tasfiye memurları şirketin envanterde yazılı bütün malları ile belgelerine ve defterlerine el koyarlar.

            b-Alacaklıları davet:

            Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.

            Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığınca belirlenecek bir bankaya depo edilir. Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir;  Borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun. Yasada yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları haksız olarak ödedikleri paralardan sorumludur.

            c-Diğer tasfiye işlemleri:

Tasfiye memurları,

*Şirketin süregelen işlemlerini tamamlamak, gereğinde pay bedellerinin henüz ödenmemiş olan kısımlarını tahsil etmek, aktifleri paraya çevirmek ve şirket borçlarının, ilk tasfiye bilançosundan ve alacaklılara yapılan çağrı sonucunda anlaşılan duruma göre, şirket varlığından fazla olmadığı saptanmışsa, bu borçları ödemekle yükümlüdürler. 

* Tasfiyenin gerektirmediği yeni bir işlem yapamazlar.

* Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğu takdirde durumu derhâl şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine bildirirler; mahkeme iflasın açılmasına karar verir.

* Tasfiyenin uzun sürmesi hâlinde, her yıl sonu için tasfiyeye ilişkin finansal tabloları ve tasfiye sonunda da kesin bilançoyu düzenleyerek genel kurula sunarlar.

* Şirketin bütün mal ve haklarının korunması için düzenli ve görevinin bilincinde bir yönetici gibi gereken önlemleri alır ve tasfiyeyi mümkün olan en kısa sürede bitirirler.

* Tasfiye işlemlerinin düzenli yürütülmesi ve güvenliği için gereken defterleri tutarlar.

* Tasfiye sırasında elde edilen paralardan şirketin süregelen harcamaları için gerekli olan para dışında kalan paraları, bir bankaya şirket adına yatırırlar.

* Vadesi gelmemiş borçları, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan oran üzerinden indirim ederek derhâl öderler. Alacaklılar bu ödemeyi kabul etmek zorundadır. Kanun gereği indirim yapılması mümkün olmayan alacaklar bu hükümden müstesnadır.

* Pay sahiplerine tasfiye işlerinin durumu hakkında bilgi ve istedikleri takdirde bu konuda imzalı belge verirler.

d-Tasfiye sonucu dağıtma:

Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır.

Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren üç ay geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. Şu kadar ki, hâl ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut olmadığı takdirde mahkeme üç ay geçmeden de dağıtmaya izin verebilir.

Esas sözleşme ve genel kurul kararında aksine hüküm bulunmadıkça, dağıtma para olarak yapılır.

e-Defterlerin saklanması:

Tasfiyenin sonunda defterler ve tasfiyeye ilişkin olanlar da dâhil, belgeler <ticaret yasası Md. 82 uyarınca saklanır.

Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye memurları tarafından sicil müdürlüğünden istenir. İstem üzerine silinme tescil ve ilan edilir.

Pay sahipleri ile tasfiye memuru veya memurları arasındaki uyuşmazlıkların çözümü basit yargılama usulüne tabidir. Mahkeme, gerekli görürse tasfiye memurlarıyla ilgili pay sahiplerini dinleyerek, kararını otuz gün içinde verir.

Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.

Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.

IV-Tasfiyeden dönülmesi:

Şirket sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermiş ise, pay sahipleri arasında şirket malvarlığının dağıtımına başlanılmış olmadıkça, genel kurul şirketin devam etmesini kararlaştırabilir. Devam kararının sermayenin en az yüzde altmışının oyu ile alınması gerekir. Esas sözleşme ile bu nisap ağırlaştırılabilir ve başkaca önlemler öngörülebilir. Tasfiyeden dönülmesine ilişkin genel kurul kararını tasfiye memuru tescil ve ilan ettirir.

Şirket, iflasın açılmasıyla sona ermiş olmasına rağmen iflas kaldırılmışsa veya iflas, konkordatonun uygulanmasıyla sona ermişse şirket devam eder. Tasfiye memuru iflasın kaldırıldığına ilişkin kararı ticaret siciline tescil ettirir. Tescil istemine, pay bedellerinin ve tasfiye paylarının pay sahipleri arasında dağıtılmasına başlanmadığına ilişkin belge de eklenir.

SONUÇ:

            Ticaret yasasına göre kurulan ve ticari faaliyetlerde bulunana anonim şirketlerin genel veya yasal nedenlerle sona ermesi halinde anonim şirketin tasfiye sürecini açıklamaya çalıştık. Tasfiye memurları şirket kuruluş ana sözleşmesinde belirtilmişse tasfiyeyi bu kişiler tasfiye memuru olarak yaparlar. Anonim şirketin yasal olarak sona ermesi halinde yetkili asliye ticaret mahkemesince tasfiye memuru veya memurları tayin edilir ve tasfiye bunlar tarafından yapılır. Tasfiye işlemleri bitince, şirket varsa alacaklarını tahsil etmişse ve borçlarını ödemişse şirketin tasfiyeden sonra artan bir malvarlığı varsa bu da ana sözleşmede ki esaslara göre paydaşlar arasında taksim edilir. Son bilanço düzenlenir ve şirketin sicil ticaretten terkin edilmesi için sicil ticaret müdürlüğüne başvurulur. Bu işlemlerin ardından tasfiye memurlarının görevi sona erer.

YAKLAŞIM 2022 EYLUL

Kaynakça;

(1)   YARGITAY 11. H.D.2014-3669 E.2014-10238 K.

(2)   YARGITAY11.H.D.2016-211 E.2016-8872 K.

(3)   YARGITAY 11.H.D.2019-896 E.2020-3950 K.

(4)   YARGITAY 11.H.D. 2018-4870 E. 2020-2413 K.