HUKUKİ MAKALELER
 Türkiye Barolar Birliği
 Yargıtay
 Danıştay
 Sayıştay
 İstanbul Barosu
 Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü

ESER - İSTİSNA SÖZLEŞMESİ

            Özet: İstisna sözleşmesi, diğer adıyla eser sözleşmesi ile yüklenici bir eser meydana getirmeyi üstlenmekte, iş sahibinin de meydana getirilecek eser karşılığında belli bir bedel ödemeyi kabul ettiği sözleşme türüdür.  Borçlar Yasasında eser sözleşmesi bu şekilde tanımlanmıştır.

1-Sözleşmenin tarafları:

            Eser sözleşmesi iki tarafa karşılıklı borç yükleyen ani edimli bir sözleşmedir. Sözleşmenin bir tarafında yüklenici, yani bir eser meydana getirme borcu altına giren, eser meydana getirmeyi yüklenen taraf, diğer tarafta yüklenicinin meydana getirdiği esere kararlaştırılan bedeli ödemeyi taahhüt eden iş sahibi vardır. Eser sözleşmesinde edim sonucunun gerçekleşmesi yüklenicinin eseri tamamlaması ve iş sahibine teslimi ile gerçekleşmektedir.

 

 2-Eser sözleşmesinin konusu:

 

            Eser sözleşmesinin konusu maddi bir eserin yapılması olabilir. Örneğin; bir evin yapılması, servise bırakılan otomobilin onarılması, boyanmasını örnek olarak verebiliriz. Maddi olmayan şeylere de bir film senaryosu yazılması, bir müzik eserinin bestelenmesi veya bir tiyatro oyununun yazılması ve sahneye konulması, bilgisayar programı yazılmasını örnek olarak gösterebiliriz. Eser sözleşmesinin konusu mutlaka ortaya yeni bir eser çıkarılması olarak anlaşılmamalıdır. Bir binanın onarılması, cephesinin boyanması, çatısının tamir edilmesi gibi mevcudun biçim değiştirmesi de bir eser sözleşmesinin konusu olabilir. Eser sözleşmesi yapılırken taraflar bedel konusunda mutlaka anlaşmalı ve işin bedeli sözleşmeye yazılmalıdır. Aksi takdirde benzer işlerde uygulanan fiyatlar geçerli olur.

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 04.05.2017 tarihli kararı:

 

            Bedelde anlaşma olmadığından kural olarak bu halde işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre iş bedelinin belirlenmesi gerekmekte ise de yüklenici tarafından yapılan işler ile ilgili fatura düzenlenip iş sahibine tebliğ edilip iş sahibinin süresinde itiraz etmemesi halinde içeriği ve bu arada fatura içeriğine dâhil bedel kesinleşeceğinden ayrıca mahalli piyasa rayiçleri ile iş bedelinin tespitine gerek bulunmamaktadır. (1)

 

 

 

3-Eser sözleşmesinin şekli:

 

            Eser sözleşmesi için borçlar yasasında belli bir şekil şartı öngörülmemiştir. Sözlü olarak yapılabileceği gibi yazılı olarakta yapılabilir. Ancak ispat hukuku açısından eser sözleşmesinin yazılı olarak yapılması uygundur. Taraflar arasında yapılan eser sözleşmesi inkâr edilmedikçe sorun yoktur. Ancak taraflar arasında uyuşmazlık çıktığında yüklenicinin sözleşme ilişkisini inkâr etmesi halinde sözleşmenin varlığının yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Yazılı sözleşme olmasa da sözleşmenin varlığını ortaya koyan yüklenicinin veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ya da başka iş nedeniyle yapıldığı ispatlanmayan ödemenin varlığının kanıtlanması ile de sözleşme ilişkisinin ispatı mümkündür. Delil olarak dayanılmış ise ticari defter kayıtları da incelenerek sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. Yazılı delil niteliğinde olmayan ancak kesin delil niteliğindeki ikrar, yemin delilleri ile de sözleşme ilişkisi ispatlanabilir. 

 

Tüm bu delillerle de sözleşme ilişkisi ispatlanamadığı takdirde H.M.K. Md. 200 deki düzenlemeye göre karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir. Açık muvafakat olmazsa tanıkla sözleşme ilişkisi ispatlanamaz. Bunun istisnası olan H.M.K Md.202 ye göre senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi olası gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.

 

 

 

4-Yüklenicinin borçları:

 

            Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır. Yüklenicinin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alandaki işleri üstlenen basiretli bir yüklenicinin göstermesi gereken meslekî ve teknik kurallara uygun davranışı esas alınır. Yüklenici, meydana getirilecek eseri doğrudan doğruya kendisi yapmak veya kendi yönetimi altında yaptırmakla yükümlüdür. Ancak, eserin meydana getirilmesinde yüklenicinin kişisel özellikleri önem taşımıyorsa, işi başkasına da yaptırabilir. Aksine âdet veya anlaşma olmadıkça yüklenici, eserin meydana getirilmesi için kullanılacak olan araç ve gereçleri kendisi sağlamak zorundadır.

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 13.12.2018 tarihli kararı:

 

            Bir eser sözleşmesinde, sözleşme ve ekleri ile proje ve teknik özelliklere aykırı olarak imalât yapılmış olması halinde, imalatın bu şekilde yapılması iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici, iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmemişse, yüklenici doğacak sonuçlardan kurtulamaz. (2)         

 

Malzeme yüklenici tarafından sağlanmışsa yüklenici, bu malzemenin ayıplı olması yüzünden iş sahibine karşı, satıcı gibi sorumlu olur.  Malzeme iş sahibi tarafından sağlanmışsa yüklenici, onları gereken özeni göstererek kullanmakla ve bundan dolayı hesap ve artanı geri vermekle yükümlüdür. Eser meydana getirilirken, iş sahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen iş sahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.

 

Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 14.01.2019 tarihli kararı:

 

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda inşaat alanında dolgu malzemesinin sıkıştırılması işinin davacı iş sahibi tarafından yapıldığı, bu imalâtın iyi yapılmaması nedeniyle sonradan ortaya çıkan ayıplardan davalı-karşı davacı yüklenicinin sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir.  Mahkemece bu görüş benimsenerek hüküm kurulmuştur.  Davalı-karşı davacı kendisinin yapacağı imalâtlarda, iş sahibinin yaptığı dolguların hatalı olması nedeniyle sonradan oluşabilecek hasarlar ile ilgili uyarı görevini yerine getirdiğini kanıtlayamadığından bilirkişilerden alınacak ek rapor ile bu nedenle davacı-karşı davalının uğradığı zararın tespit ettirilip taleple bağlı kalınarak hüküm altına alınması gerekir.(3)

 

 

 

5-İşe başlama ve yürütme:

 

            Yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyecek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir.

 

Eserin yapımı sırasında, eserin yüklenicinin kusuru yüzünden ayıplı veya sözleşmeye aykırı olarak meydana getirileceği açıkça görülüyorsa, iş sahibi bunu önlemek üzere yükleniciye uygun bir süre tanır.  Yüklenici tanınan bu süre içinde, ayıbı veya aykırılığı gidermek zorundadır. İş sahibi hasar ve masrafları yükleniciye ait olmak üzere, onarımı veya işi bir üçüncü kişiye verilebilir. Ancak bu hususun önceden yükleniciye ihtar edilmesi gerekir.

 

Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 19.03.2019 tarihli kararı:

 

            Sözleşmeden dönülebilmesi için geçerli bir sözleşmenin mevcudiyeti şarttır. Somut olayda da, yüklenicinin henüz yapı ruhsatı almadığı, inşaat faaliyetlerine başlamamak suretiyle sözleşmeyi ifadan kaçındığı, bu itibarla sözleşme edimlerini yerine getirmeyerek kusurlu davrandığı anlaşıldığından, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi koşullarının olayda gerçekleştiği halde; mahkemece, karşı davada sözleşmenin feshi yerine iptaline karar verilmesi hatalıdır. (4)

 

6-Ayıptan sorumluluk:

 

            İş sahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır. Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir. İş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz muayene ve ihbar mükellefiyeti bulduğundan açık ayıplar yönünden süresinde ayıp ihbarında bulunmalıdır. Gizli ayıplar daha sonra kullanma ile ortay çıkacağı için gizli ayıbın ortaya çıkmasıyla birlikte ayıbın giderilmesini süresi içinde yükleniciye bildirmeli ve ayıbın giderilmesini istemelidir.

 

            Eser sözleşmesi ilişkilerinde ayıp sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin ondan beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı niteliklerin bulunmaması veya olmaması gereken bozuklukların bulunması olarak ifade edilmektedir. Eserin ayıplı yapılmış olması sözleşmeye aykırılık teşkil eder. Ayıp açık ve gizli olabileceği gibi maddi ve hukuki ayıp şeklinde de olabilir. Açık ayıp, eserin tesliminden sonra makul süre içerisinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilebilecek ayıplardır. Gizli ayıplar ise basit bir kontrol ve muayene ile ortaya çıkmayıp kullanılmaya başlamasından sonra ortaya çıkan ayıplardır. Maddi ayıplar, açık veya gizli olsun, ortaya çıkan, gözle görülen ve duyu organları ile hissedilen ayıplardır. Bunun dışında gözle görülmeyen ancak yapılmamış olması nedeni ile karşı tarafça fark edilen ayıplarda bulunmaktadır. Örneğin, projenin onaylatılmaması, yapı kullanma izin belgesi alma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi gibi. Maddi ve hukuki ayıplar da açık ve gizli ayıplar gibi yükleniciye ihbarı gereken ayıplardır.

 

            Ayıplı iş, eser sözleşmesinde kararlaştırılan vasıfları veya olmasından vazgeçilmez bazı vasıfları taşımayan eserdir. Diğer bir ifadeyle ayıp, bir malda ya da eserde sözleşme ya da yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır. Ancak, kasten sakladığı bozukluklarla, usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer, meydana getirilen eserin, teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan bozukluğu görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edilir. Açık ayıplar, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz bizzat yapılan veya uzmanına yaptırılan gözden geçirme sonucu saptanınca, uygun sürede; gizli ayıplar da ortaya çıkar çıkmaz, gecikmeksizin yükleniciye bildirilmelidir. Ayıp bildirimi süresinde yapılmadığı takdirde iş sahibi bu ayıbı örtülü olarak kabul etmiş sayılır.

 

            Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde B.K. Md.474/1 uyarınca açık ayıplarda iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmeli ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmelidir.  Gizli ayıplarda ise B.K.Md.477/ son uyarınca, ayıbın ortaya çıkması üzerine gecikmeksizin ayıp ihbarında bulunulmalıdır. İş sahibi gözden geçirmeyi ve ihbarda bulunmayı ihmal etmişse eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır.

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 17.01.2019 tarihli kararı:

 

            Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplı imalât bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılacak iş; bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak hükme esas alınan bilirkişi kurulundan ek rapor almak ve alınan raporda gizli ayıplı ve eksik işler yönünden hesaplanan bedeli hüküm altına almaktan ibarettir.(5)

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 02.10.2019 tarihli kararı:

 

            Yükleniciler tarafından, kullanılan ve üretilen malzemeler ile işçilik konusunda üç yıllık garanti verilmiş olup söz konusu ayıplar teslimden itibaren garanti süresi içerisinde ortaya çıkmıştır. İş sahibi mahkemece eksikleri tespit ettirmiş ve yükleniciye tespit edilen ayıpları bildirmiştir. Ayrıca yükleniciye ayıp ihbarı yapılmasına gerek yoktur. Teknik bilirkişiye yaptırılan delil tespitindeki bulgular ve mahallinde yapılan keşifle iş sahibinin gizli ve açık ayıplar nedeniyle eseri reddetmeyerek halen kullandığı da gözetilerek teslim tarihi itibariyle ayıpların giderim bedeli ya da tenzili gereken bedel miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp yüklenici alacağından düşülerek davanın sonuçlandırılması gerekir.(6)

 

 

 

7-İş sahibinin seçimlik hakkı:

 

            Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde iş sahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:

 

*Eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönebilir.

 

* Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteyebilir.

 

* Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteyebilir.

 

İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16.04.2019 tarihli kararı:

 

            Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemi ile sözleşmeden dönme sebebiyle menfi zararların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, hükme esas alınan raporu düzenleyen teknik bilirkişiden; ayıpların açık ya da gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı sorulmalıdır. İş sahibinin eser, açık ayıplı ise makul süre içerisinde muayene ve ihbar yükümlülüğünü, gizli ayıplı ise ortaya çıkmasından itibaren derhal ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve ayıpların B.K.Md. 475. gereğince eserin reddini, bedelde indirimi gerektirip gerektirmediği veya onarım suretiyle kullanılmasının, bedeli de belirtilerek, mümkün olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekir. (7)

 

 

 

8-İş sahibinin sorumluluğu:

 

            Eserin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça yaptığı ihtara karşın, iş sahibinin verdiği talimattan doğmuşsa veya herhangi bir sebeple iş sahibine yüklenebilecek bir kusur olursa iş sahibi, eserin ayıplı olmasından doğan haklarını kullanamaz.

 

            Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 13.06.2016 tarihli kararı:

 

            Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken sorun yüklenicinin kendisinden önceki yüklenici tarafından yapılan imalâtların tekniğine uygun yapılmamış olması buna rağmen imalâtlara devam etmesi halinde kusurlu sayılıp sayılmayacağı noktasındadır. Davacının tamamlamayı üstlendiği imalâtın yapımına daha önce başka bir yüklenici tarafından başlandığı, ilk yüklenicinin yaptığı kısımlarda ayıp bulunduğu ihtilâfsızdır. Davacı bu durumu davalıya bildirdiğini, davalı tarafından kendisine cevap verilmemiş olmasının zımni olarak işe devam talimatı sayılacağını iddia etmekte ise de yukarda açıklandığı gibi iş sahibinin işe devam konusunda zımni talimatı bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. Mahkemece öncelikle yüklenicinin uyarı yazılarına davalı iş sahibinin işe devam konusunda açık talimatının bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. İş sahibinin talimatın bulunmadığının anlaşılması halinde bu durumun yüklenicinin işi fen ve sanata uygun yapma sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı açıktır. Mahkemenin yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile önceki yüklenicinin yaptığı imalâtlar üzerine davacının yaptığı imalâtın kabul edilebilir olup olmadığının saptanıp sonucuna göre karar verilmesi, talimatın bulunduğunun anlaşılması halinde ise davalı idarenin ilk rapora itirazlarının da cevaplandırılmak suretiyle davacı alacağının hesaplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. (8)

 

 

 

9-Eserin kabulü:

 

Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İş sahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa iş sahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılır.

 

Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 15.05.2018 tarihli kararı:

 

Dava, taraflar arasındaki eksik ve ayıplı iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Tazminata konu kalemler tek tek değerlendirilip, bunların ayıplı iş mi yoksa eksik iş mi olduğunun tespiti gerekir.  Ayıplı iş ise gizli ayıp mı yoksa açık ayıp mı olduğunun belirlenmesi; sonuca göre açık ayıplar konusunda dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 S.K md.359 uyarınca yükleniciye yasanın öngördüğü şekilde ve süresinde ihbarda bulunulup bulunulmadığı; gizli ayıplarla ilgili olarak ise 818 S.K. md.362 uyarınca ayıbın ortaya ne zaman çıktığı, çıkmasından sonra yüklenicinin yasaya uygun olarak haberdar edilip edilmediği hususları belirlenerek eksik ve süresinde ihbar edilen ayıplı işlerin giderim bedelinin teslim tarihi itibariyle hesaplattırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece talep olunan hususlar arasında hiçbir ayrım gözetilmeksin eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. (9)

 

 

 

 10-İş sahibinin borçları:

 

            İş sahibinin bedel ödeme borcu, eserin teslimi anında muaccel olur. Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel hale gelir.

 

            Bedel götürü olarak belirlenmişse yüklenici, eseri o bedelle meydana getirmekle yükümlüdür. Eser, öngörülenden fazla emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile yüklenici, belirlenen bedelin artırılmasını isteyemez.  Ancak, başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar, taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olur veya son derece güçleştirirse yüklenici, yargıçtan sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda yüklenici, ancak fesih hakkını kullanabilir.  Eser, öngörülenden az emek ve masrafı gerektirmiş olsa bile iş sahibi, belirlenen bedelin tamamını ödemekle yükümlüdür.

 

            Eserin bedeli önceden belirlenmemiş veya yaklaşık olarak belirlenmişse bedel, yapıldığı yer ve zamanda eserin değerine ve yüklenicinin giderine bakılarak belirlenir.

 

 

 

11-Sözleşmenin sona ermesi:

 

            Başlangıçta yaklaşık olarak belirlenen bedelin, iş sahibinin kusuru olmaksızın aşırı ölçüde aşılacağı anlaşılırsa iş sahibi, eser henüz tamamlanmadan veya tamamlandıktan sonra sözleşmeden dönebilir. Eser, iş sahibinin arsası üzerine yapılıyorsa iş sahibi, bedelden uygun bir miktarın indirilmesini isteyebileceği gibi, eser henüz tamamlanmamışsa, yükleniciyi işe devamdan alıkoyarak, tamamlanan kısım için hakkaniyete uygun bir bedel ödemek suretiyle sözleşmeyi feshedebilir.

 

Eser teslimden önce beklenmedik olay sonucu yok olursa iş sahibi, eseri teslim almada temerrüde düşmedikçe yüklenici, yaptığı işin ücretini ve giderlerinin ödenmesini isteyemez. Bu durumda malzemeye gelen hasar, onu sağlayana ait olur.  Eserin iş sahibince verilen malzeme veya gösterilen arsanın ayıbı veya iş sahibinin talimatına uygun yapılması yüzünden yok olması durumunda yüklenici, doğabilecek olumsuz sonuçları zamanında bildirmişse, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerinin ödenmesini isteyebilir. İş sahibinin kusuru varsa, yüklenicinin ayrıca zararının giderilmesini de isteme hakkı vardır.

 

 

 

12-Tazminat karşılığı fesih:

 

            İş sahibi, eserin tamamlanmasından önce yapılmış olan kısmın karşılığını ödemek ve yüklenicinin bütün zararlarını gidermek koşuluyla sözleşmeyi feshedebilir. Eserin tamamlanması, iş sahibi ile ilgili beklenmedik olay dolayısıyla imkânsızlaşırsa yüklenici, yaptığı işin değerini ve bu değere girmeyen giderlerini isteyebilir. İfa imkânsızlığının ortaya çıkmasında iş sahibi kusurluysa, yüklenicinin ayrıca tazminat isteme hakkı vardır.

 

            Yüklenicinin kişisel özellikleri göz önünde tutularak yapılmış olan sözleşme, onun ölümü veya kusuru olmaksızın eseri tamamlama yeteneğini kaybetmesi durumunda kendiliğinden sona erer. Bu durumda iş sahibi, eserin tamamlanan kısmından yararlanabilecek ise, onu kabul etmek ve karşılığını vermekle yükümlüdür.

 

13-Zamanaşımı:

 

Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.

 

 

 

14-Sonuç:

 

            Eser-istisna sözleşmesi ile ilgili olarak bu yazımızda sadece yüklenici ile iş sahibi arasında yapılan maddi ve maddi olmayan şeyler konusunda yapılan eser sözleşmesini ve tarafların borç ve yükümlülükleri ile eserin ayıplı teslimi halinde yüklenicinin ve iş sahibinin haklarının neler olduğunu inceledik. Eser sözleşmesi olarak kabul edilen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve satış vadi karşılığı inşaat sözleşmeleri daha geniş kapsamlı olduğu için ayrı bir yazının konusu olacaktır. Bu nedenle incelememizde bu konulara girmedik.

 

YAKLAŞIM DERGİSİ NİSAN 2020 SAYI 328

 

Kaynakça:

 

(1)Yargıtay 15.H.D. 2017-140 E. 2017-1900 K.

(2) Yargıtay 15.H.D. 2018-3826.E. 2018-5042 K.

(3) Yargıtay 15.H.D. 2018-4893 E. 2019-129 K.

(4) Yargıtay 23.H.D. 2016-3256 E. 2019-1060 K.

(5) Yargıtay 15.H.D. 2018-4654 E. 2019-228 K.

(6) Yargıtay 15.H.D. 2019-646 E. 2019-3736 K.

(7) Yargıtay 15.H.D.2018-4472 E. 2019-1813 K.   

(8) Yargıtay 15.H.D. 2016-1878 E. 2016-3355 K.

(9) Yargıtay 23.H.D. 2015-5323 E. 2018-3139 K.

 

AV. EROL TÜRK
[email protected]